Çevremizdeki insanları seçerken ‘benim ihtiyaçlarımı ne kadar önemsiyor, sınırlarıma, isteklerime ne kadar saygı duyuyor’ diye düşünmek gerektiğini belirten uzmanlar alınan verilen dengesinin daha keyifli ilişkiler yaşamamızı sağlayabileceğini söylüyor. Vitamin ilişkilerin, bizi olduğumuzun daha iyi bir versiyonuna götürdüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, ilişkilerin kişilerin birbirini değiştirmeden, uygun olmayan, hoşlarına gitmeyen davranışları belirterek, sınırları koruyarak sürdürülmesi gerektiğini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais hayatımızdaki vitamin ilişkilerin nasıl olması gerektiğine dair açıklamalarda bulundu.
Vitamin ilişki, bizi daha iyi bir versiyonumuza götürür
Sağlıklı yani ‘Vitamin ilişki’ denilen ilişkilerde kişilerin karşı tarafın ihtiyaçlarını gözettiklerini belirterek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, “Bu kişiler isteklerinizi, ihtiyaçlarınızı, duygularınızı önemserler. Bir kaygınız olduğunda bu kaygıyı önemserler. ‘Bunda da üzülecek ne var aman boş ver’ demezler. Sizinle oturup ilgilenirler, dinlerler, iyi hissetmeniz için çabalarlar. Hayatta bir adım atmak istediğinizde bu konuda sizi desteklerler, cesaret verirler. Empati ve dinleme becerileri yüksektir. Açık iletişimdedirler. Kendileri de neden hoşlandığını neden hoşlanmadığını söyler, sizin de söylemenizi bekler. Söylediğinizde de oturup konuşup bir uzlaşmaya varırlar. Vitamin ilişki, bizi olduğumuzun daha iyi bir versiyonuna götüren kişilerle yaşanan ilişkidir.” dedi.
Alınan verilen dengesi daha keyifli ilişkiler yaşamamızı sağlayabilir
Sosyal ilişkinin anlamının aslında sosyal destek olduğunu ifade eden Bhais, “Hayatı daha tatlı, güzel, neşeli, eğlenceli ve keyifli kılmaktır aslında. Hayatın kaotik süreçleri bizleri yıpratıyor. Hayat memnuniyetimiz düşüyor, psikolojik sıkıntılar artmaya başlıyor. Bu yüzden çevremizdeki insanları seçerken ‘benim ihtiyaçlarımı ne kadar önemsiyor, sınırlarıma, isteklerime ne kadar saygı duyuyor, ben bu kişinin isteklerine ne kadar saygı duyuyorum’ diye düşünmek gerekiyor. Hem alınana hem de verilene bakıyor olmak daha ılımlı ve ilişkiler yaşamamızı sağlayabilir.” tavsiyesinde bulundu.
Arkadaşınızın başarısıyla gurur duyuyorsanız, siz vitamin insansınız
“Toksik insanlarda kıskançlık duygularının daha fazla olmasını bekleriz.” diyen Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, “Siz başarı elde ettiğinizde bu kişiler bunu kıskanabilirler, bunu bir meydan okuma, kendisine verilen bir yetersizlik mesajı olarak görebilirler. Ama vitamin insanlar bunlardan gurur duyarlar. Arkadaşınızın başarısıyla gurur duyuyorsanız, onun adına seviniyorsanız, bu sizin iyi bir arkadaş ve vitamin insan olduğunuzu gösteriyor. Bunun için de aslında empati, öz güven gerekiyor. Başkasının başarısının beni tehdit etmediğini düşünmem için kendime güvenmem gerekiyor. Aksi takdirde o başarı beni tehdit ediyordur. ‘Eyvah o yaptı ben yapamadım, eyvah o benden daha iyi’ gibi bir kaygı ortaya çıkacaktır.” ifadelerini kullandı.
Kişiler birbirini değiştirmeye çalışmadan ilişkileri sürdürebilmeli
Bhais, “Kişilerin birbirini değiştirmeden, uygun olmayan, hoşlarına gitmeyen davranışları belirterek, sınırları koruyarak ilişkileri sürdürebilmesi gerektiğini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti:
“Örneğin ben arkadaşımla her buluşmamızda yarım saat bekliyorum. Bu kişinin diğer alanlarda benden alıp verdikleri denkse, bana verdiği güven, değer, şefkat duygusu iyiyse ve tek kötü yanı geç kalmaksa kendimi ona göre ayarlayabilirim. Bir sonraki buluşmalar için ben de geç çıkarım. Ama eğer ben karşı tarafı değiştirmeye çalışırsam, ‘sen nasıl bunu yaparsın, ben kaç zamandır bekliyorum, hiç mi değer vermiyorsun’ gibi sözler söylersem bu bana zarar verir. Hem sınırlarımı korumuyor, hem karşı tarafın değiştiremeyeceği bir şeyi değiştirmesi için çabalıyor, hem de onu değiştiremediğim için öfkeleniyor olurum.”
Bütün ilişkilerde bireysel sınırlarımızı korumalıyız
İlişkilerde aslında bireysel sınırlarımızı korumamız gerektiğini söyleyen Bhais, “Bireysel sınırları sorgulamayı şu şekilde ifade ediyor “‘Ben ne istiyorum? Bana ne iyi geliyor? Bu yaptığım şey benim ne kadar ihtiyacım? Bana bir zararı var mı? Bu zararı göze alabilir miyim?’ Bütün ilişkilerde aslında bu başlıklar ve bu değerlendirme kriterleri üzerinden gittiğimizde, anne babayla olan ilişkiler dahil sınırları koruyabildiğimizde, sınır ihlalleri olduğunda ve bunu net bir şekilde ifade edebildiğimizde çok daha huzurlu ilişkiler kuruyoruz.” açıklamasında bulundu.
Sınır kavramını bilmeden hayata başlıyoruz
Türk toplumu olarak bireysel sınırlarımızın fazla olmadığını kaydeden Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Dr. Aslı Başabak Bhais, “Hatta toplum olarak bireysel sınırlar çizmenin kötü bir davranış olduğunu bile düşünülebiliyoruz” diyerek sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Biz Türk toplumu olarak genellikle birlikte karar vermeyi seviyoruz. Böyle olunca o sınırlar kayboluyor. Kişi gelecekte hangi okula gidip hangi mesleği yapmak istiyor, hayatını kiminle birleştirmek istiyor, hangi şehirde yaşamak istiyorsa bunların hepsine kendisinin karar vermesi gerekiyor. Tersi olunca sınır kavramını bilmeden hayata başlıyoruz. İlerleyen yaşlarla birlikte edinilen deneyimler sonrası, kişi olgunlaşmaya geçiyor, sınırları koruyamamanın verdiği zararı görüyor ve kendini biraz daha korumaya çalışıyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yorum Yazın